9 Kasım 2012 Cuma

CHP'DE KIRILMA NOKTASI

CHP'DE KIRILMA NOKTASI
KILIÇDAROĞLU LİDERLİĞİNDEKİ YENİ CHP'NİN EN ÖNEMLİ YENİ POLİTİK TERCİHİ; AÇILIM POLİTİKASINA DESTEKTİR.


BAYKAL LİDERLİĞİNDEKİ CHP,
 O GÜN SÜRECİ DİKKATLE İZLEYEREK, ZAMANINDA TEPKİ VEREREK, TOPLUMU TEHLİKE İLE İLGİLİ UYARMIŞ VE AÇILIM KONUSUNDA KARARLI BİR TUTUM SERGİLEMİŞTİR. VE BU KONUDA OLUŞTURULAN YENİ ANAYASA TALEPLERİNİ REDDETMİŞTİR. 

DEMOKRASİDEN VAZGEÇMEDEN TERÖRE KARŞI TAVİZSİZ MÜCADELE POLİTİKASINI BENİMSEYEN CHP BU KARARLI TUTUMU 1. AÇILIMA ENGEL OLABİLMİŞTİR.

AÇILIM KONUSUNDA TOPLUMSAL TEPKİDEN ÇEKİNDİĞİ İÇİN AÇIK DAVRANMAYAN AKP'NİN GİTTİĞİ YOLU FARKEDİP, TEPKİ OLŞTURAN VE BU SÜREÇTE MİLLETİN AYRIŞTILMASI ANLAMINA GELEN AÇILIM PLİTİKASINDA BAYKAL ÇOK NET BİR TAVIR'LA 2008'de karşı durmuş ve:

TERÖRLE PAZARLIK MASASINA OTURULMUŞ ÖCALAN MUHATAP ALINMIŞTIR
"Açılım adına birilerini muhatap alıyorlar, onlarla iş tutuyorlar. Demokratikleşmeye, demokratik doğal hakların verilmesine kimsenin itirazı yok. Ama hükümetin muhatap aldığı tarafların anlayışı o değil. Onlar ulusal ayrışma istiyorlar. Bunu görmeyen var mı? Bunu görerek bu projeye destek olmak demek, ulusal ayrışmaya destek olmaktır. Bunların açılımdan anladıkları Türkiye'nin içinden ayrı bir millet yar
 atma çabasıdır. Şimdi 'demokratik özerklik' istiyorlar. Yarın başka bir şey derler. Bunun anlamı çok açık; bu Türkiye'yi etnik temelde ayrıştırmaktır. Şunu iyi görmek lazım bugünkü talep, demokratikleşme talebi değil, milli ayrışma talebidir."

Bunların yaptıkları, yapmaya çalıştıkları dünyada bir ilktir. Terörle, silahı bırakmamış, teslim olmamış bir terör örgütüyle pazarlığa oturdular. Bu, teröre teslim olmaktır. Yenilmiş, çaresiz kalmış, teslim olmuş taraf haline düşme durumudur bu...
'Anaların gözyaşını durduracağım' diyen bu hükümet, daha çok gözyaşı akmasına neden olacak yeni sorunlar yarattı. Türkiye'yi çok zor günler bekliyor...?"
DEMİŞTİR.
Bugün yaşananlarda CHP'nin açılım konusunda tavır değiştirmesinin Türkiye'ye maliyetini herkes görmelidir. 
AKP-PKK-BDP projesi olan bu projeye CHP'nin destek verir duruma getirilmesi Türkiye için kırılma noktasıdır.

Ortada CHP'siz yapılamayan, Türkiye'nin kurucu iradesinin algısına ihtiyaç duyan bir projenin yürürlükte olduğunu görmelidir. O gün Baykal'ın işaret ettiği tehlikeye karşı durmayan , destek olan bir YENİ CHP vardır ve bu proje durdurulamaktadır.

Geçmiş dönemde ısrarla CHP'ye bu işe dahil etme çabaları bugün yaşananlar açısından artık anlaşılır olmalıdır. genel başkanlık iradesi o masada bilinçli olarak CHP'yi oturtmaktadır. Bu YENİ CHP'nin AÇILIM POLİTİKASI konusunda kararlılığından kaynaklanmaktadır ." Yeni CHP yoktur CHP vardır " söylemine sığınanlar bugün AÇILIM POLİTİKASINA destek politikasının YENİ CHP yani KILIÇDAROĞLU'nun "Genel Başkanlığına malolsa bile" yürülükte tuttuğu politikası olduğunu görmelidir. Ve CHP- YENİ CHP tartışmalarının ana meselesi budur.

Yeni CHP'li Hüseyin Aygün'ün net olarak ifade ettiği gibi "tek dil , tek ulus" monoloğu olan CHP'nin; "çok dil , çok ulus"u kabul etmesi gerekmektedir. Tepkilere göre yol alınmaktadır. Genel başkan yola çıkarken açık Türkiye Yurttaşlığı ifadesi kullanmıştır. Bugün Türk vatandaşlığını komisyona teklif olarak sunmak zorunda kalmaları sonucu değiştirmez. Yeni hamle yemin metninde gelmiştir.

 Ve buradaki tartışma ulusal sol siyaseti de içine alacak şekilde "anadilde eğitim" ve "Türklük" kavramı üzerinden yürümektedir.

Uzlaşma komisyonunda Anadilde eğitim AKP gibi Anadilde öğrenimle aşılmıştır. 

Oysaki Baykal yönetimindeki CHP; devlet eliyle bu işin götürülmesine karşıdır. Yani "Anadilin konuşulabilirliğini" devletin dışında tutularak sağlanması gerektiğini söylemektedir. "Devletin içinden gelecek her türlü teşvikin bir süre sonra yeterli gelmeyeceği, devlet eliyle ayrışmanın teşvik edilmiş olacağını ve bunun hiç bir kendine güveni olan devlet tarafından yapılamayacağını" ifade etmektedir.

Uzlaşma komisyonuna Türk Vatandaşlığı konusunda ise görüş bildirmeyen CHP yönetimi; bu konuda yaşanan kriz yüzünden Süheyl Batum'un anket hamlesi ie Türk vatandaşlığında karar kılabilmiştir. 

Bugün Türklük kavramı üzerinden yürütülen tartışmanın; "Milletvekillerinin yemin metninden" "büyük Türk milleti önünde and içerim ifadesini" çıkararak devam ettiğini bize göstermektedir.

KILIÇDAROĞLU liderliğindeki YENİ CHP'nin Açılım politikasında tepkiler sonucu geldiği nokta "denge" üzerine kurulmaktadır. 

 KASIM Yani ulusalcı mesajlar Yeni CHP'lilerin radikal söylemleri ile dengelenmektedir. Projenin önemli temsilcisi ve sorumlusu Sezgin TANRIKULU bu anlamda sessiz ama eylemsel bir çalışma götürmektedir. Hüseyin Aygün için disipline gönderilmesi için kampanya açan CHP'liler, "Dün Öcalan'a haksızlık yapılamaz çıkışı" ile CHP'nin savrulmasının başaktörlerinden birisi olan Sezgin TANRIKULU'na CHP'liler hakettiği tepkiyi gösterecektir. Ve yine Genel başkan yardımcısı Gülseren Onaç'ın Öcalan'ın posteri altında CHP'yi temsil ettirdikten sonra kamuyouna verdiği YENİ CHP'li mesajlardan sonra hakettiği tepkiyi alacaktır.

Bizim Yeni Anayasa çalışmalarından CHP'nin çekilmesi çağrımız, bu sebeple bilinçli bir çağrıdır. Hem partinin ideolojik tartışması hem de ülkenin bütünlüğünün tartışması yol almaktadır. CHP'lilerin vatanseverlikle harekete geçip bu süreci durdurmaları hem partinin , hemde ülkenin geleceği açısından yaşamsaldır. 

O gün "Başbakan Erdoğan açılımla umut vaat ediyor. Baykal'ın tespitleri ise vahim bir gelecek tablosu ortaya koyuyor..." tespitini yapnalar bugün Baykal'ın haklı çıktığını görmektedir.

O bu sürecin anayasal taleplerinin Yeni Anayasa ile önümüze getirildiğini gören Baykal YENİ ANAYASA taleplerini reddetmiştir. Bugün masada 4. olarak oturan MHP'nin genel başkanı değişmediği halde Yeni Anayasa taleplerini reddettiğini de hatırlamakta fayda var. Ve aynı MHP; bugün Yeni CHP'yi bölücülükle suçlarken Bölünme masasında oturup tıpkı CHP gibi direnme görüntüsü vererek oturmaya devam etmekte  Bölünme taleplerini legalleştirmektedir.

NERİMAN FİDAN
9 KASIM 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder